28 Nisan 2014 Pazartesi

JOHAN VANDEWALLE

(d. 15 Şubat 1960, Brugge, Belçika), filolog.


Linda Gezels ile evlidir. 1996 doğumlu Alexander ve 1997 doğumlu Eveline isimli iki çocuğu bulunmaktadır.

EĞİTİMLERİ


1983 yılnda Gent Üniversitesi' nden İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu.

1985 yılında Doğu dilleri ve kültürleri üzerinde Gent Üniversitesi'nde uzman oldu.
1985 yılında Gent Üniversitesi'nde Slav dilleri konusunda çalışmaya başladı.
1986 yılında dilbilim uzmanı oldu.

Bildiği Diller


35 dil ve lehçe bilen Johan Vandewalle'nin bildiği diller Felemenkçe, Danca, Latince, İngilizce, Almanca ve Türkçenin yanı sıra Farsça, Çağdaş Arapça, Rusça, Osmanlıca, Klasik Arapça ve Eski Slavca. Türkçeye olan merakından Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen, Azeri, Uygur, Tatar, Başkurt, Tuva, Orhon, Eski Uygur, Kuman ve Çağatay Türkçeleri. Arapça kursu sonucunda da Mısır ve Fas Arapçasını öğrendi. Seyahatlerde kullanmak amacıyla da İtalyanca, Arnavutça, Yunanca, Hintçe, Urduca ve Fince,dil merakından dolayı da Gaelic, Japonca, Svahili ve Sırpça biliyor. 1987 yılında katıldığı yarışmada, 22 yaşayan dili kullanarak ‘en çok dil bilen Belçikalı’ unvanı aldı.






KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Johan_Vandewalle


VELED ÇELEBİ İZBUDAK

 (d. 16 Temmuz 1869 Konya – ö. 4 Mayıs 1950, Ankara), Türk dil ve edebiyat bilgini, şair, milletvekili.


Mutlakiyet, Meşrutiyet ve Cumhuriyet devirlerinin bilimsel ve edebi çalışmalarına katılan Veled Çelebi, ömrünü Türk dili araştırmalarına vermiş; Türk Dil Kurumu’nda çalışmalarını ölümüne kadar sürdürmüş bir araştırmacıdır. Konya Mevlana Dergahı'nın postnişinliğini yapmış bir Mevlevi'dir. II., III., IV.ile V. Dönem Kastamonu, VI. dönem Yozgat milletvekili olarak toplam 20 yıl süreyle TBMM'de görev yapmıştır. Atatürk ile yakın ilişkileri bulunmuş ve bilimsel çalışmalarında desteğini görmüştü

YAŞAMI

1867’de Konya’da dünyaya geldi. Anne ve baba tarafından Mevlana soyundan gelen Veled Çelebi’nin babası Mustafa Necip Çelebi, annesi Rabia Hanım’dır. Veled Çelebi’nin kendinden büyük Ahmed Nazif, Şemseddin ve kendinden küçük Yusuf isimli üç erkek kardeşi vardır.
Konya'daki ilk ve orta öğreniminin ardından yine Konya'daki Sultan Veled Medresesi’nde okudu. Ayrıca özel öğrenim gördü, Farsça, Arapça öğrendi. Mevlana Dergahı'na gelen alim ve yazarların sohbetlerinden yararlandı. Arap ve Fars edebiyatları üzerine incelemeler yaptı, Türk lehçeleri konusunda araştırmalarda bulundu. Ali Şir Nevai’nin Abuşka Lugati’ni okuyup incelemesi farklı Türk lehçelerine olan ilgisini arttırdı.
Memuriyet yaşamına on altı yaşında iken Konya Vilâyeti Mektubî Kalemi’nde başladı. Bir süre sonra Konya Rüşdiyesi’nde yazı ve Farsça öğretmenliğinde bulundu. Konya Vilâyeti Mektubî Kalemi’nde memuriyete, Vilayet gazetesinde yazı hayatına[2] başladı.
Bir çelebinin devlet memuru olması ve serbest tavırları dergah içinde sürtüşmelere neden olunca 1889’da babasından izin alarak İstanbul’a gitti[3] ve Bahariye Mevlevihanesi'ne yerleşti[4]. “Bahaî” takma adıyla Konya İl gazetesinde başlayan yazı hayatını; İstanbul’da Takdim, Hazine-i Fünun, Mektep, Tercüman-ı Hakikat gibi gazete ve dergilerde makaleler yayınlayarak sürdürdü. Bahariye Dergâhı’ndaki şeyhlerin hanımları aracılığı ile Makbule Hanım’la evlenen Veled Çelebi, eşinin Eyüp'teki konağına taşındı[4]. Bu evlilikten bir oğlu dünyaya geldi. Eşini, 1894 yılındaki İstanbul depreminde kabetti[5]. 1901'de Zehra Hanım ile ikinci evliliğini[5], onun ölümünden sonra Enise Hanım ile üçüncü evliliğini yapan Veled Çelebi’nin bu evliliklerinden birer kızı olmuştur

Türkçülük

Konya'da memuriyet hayatına başladığı sırada Türkçülük Hareketi ile tanışmış olan Veled Çelebi, İstanbul'a geldiğinde Türk Derneği’nin kuruluşunda Yusuf Akçura ve Necip Asım ile birlikte yer aldı. Necip Asım’la birlikte Türk grameri ve tarihi konusunda incelemeler yaptı. Onun teşviki ile 12 ciltlik Türk Dili Lugati'ni kaleme aldı. Kütüphanesini onun emrine veren Ahmet Mithat Efendi’den de teşvik gördü[2]. 12 ciltlik eserin yazma nüshası Türk Dil Kurumu kitaplığında bulunur, yazılı hale getirilmemiştir.
1901’de Matbuat Müfettişliği ile görevlendirildi. Çeşitli dergi ve makalelerde "Bahaî” mahlasıyla yazılarını yayımlamayı sürdürdü.
II. Meşrutiyet’ten sonra bir süre Darülfünun’da ve Galatasaray Sultanisi’nde Farsça okuttu. 31 Mart öncesi resmi görevinden ayrılıp kalemiyle geçimini sağlamaya başladı; artık sivil giysilerini de çıkarıp Mevlevi giysisini giymişti.

Postnişinlik Görevi

Veled Çelebi, II. Abdülhamit'in tahta indirilmesinden sonra tahta geçen Mehmet Reşat tarafından 1908'de Mehmed Atâullah Dede’nin yerine vekaleten Galata Mevlevihanesi postnişini olarak atandı. 1910’da ise Abdülhalim Çelebi'nin yerine Konya Mevlânâ Dergâhı postnişinliğine getirildi. Dokuz yıl bu görevde kalan Veled Çelebi müderrisliğe ve Karatay Medresesi’nde Farsça dersleri vermeye devam etti.

Gönüllü Mevlevi Alayı

I. Dünya Savaşı başlayınca Gönüllü Mevlevî Alayı’nda miralay rütbesiyle alay komutanlığı yaptı. 3 Nisan 1915’de Şam ve Hicaz’da 3 yılı yakın süre kaldı. Bu evrede üç kez Medine’ye gitti Şeyh Kettânî’den mütevatir hadis icazeti aldı. Mekke’yi de ziyaret etti ve Abdülbaki el- Köhnevî ile Şeyh Salih Akişanî’nin hadis derslerine devam etti. Osmanlı Devleti’nin Suriye yenilgisinden sonra 1917’de Konya’ya geri döndü.
Savaştaki yenilgiden sonra kurulan yeni hükümetin şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi’nin teklifi ile 1919’da postnişinlikten azlolundu. Konya’dan İstanbul’a gelen Veled Çelebi, Maarif Nezareti tarafından Tetkikat-ı Lisaniye Encümeni’nde görevlendirildi. Türkçe’nin ıslahı için kurulan bu kurumda bir yıl boyunca Ali Ekrem, Halid Ziya, Cenap Şahabettin, Ahmet Hikmet’le birlikte çalıştı.

Milli Mücadele Yılları

Bu dönemde Anadolu’da Milli Mücadele başlamış, Ankara’da hükümet kurulmuştur. İstanbul’dan Antalya yoluyla Anadolu’ya kaçmaya karar veren Veled Çelebi 1921’de bir İtalyan vapuruyla Antalya’ya geldi. Ankara’daki dostu Hamdullah Suphi Bey’e (Tanrıöver) telgraf çekip izin alarak milli mücadelenin merkezi Ankara’ya gitti, Mevlevihane’de misafir oldu. Ankara Lisesi’nde Farsça öğretmenliği yaptı ve Ziya Gökalp ile Telif ve Tercüme Encümeninde çalıştı.

Milletvekilliği

Dil çalışmalarına cumhuriyetin ilanından sonra da devam eden Veled çelebi, Kastamonu milletvekili olarak II. Dönem TBMM’ye girdi. II., III., IV.ile V. Dönem Kastamonu, VI. dönem Yozgat milletvekili olarak toplam 20 yıl süreyle TBMM'de görev yapmıştır. Milletvekilliği sırasında Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması ile görevlendirildi.

İkinci Kez Postnişin olması

Aynı dönemde Abdülhalim Çelebi’nin postnişinlikten azledilmesi (1925) üzerine bu makama ikinci kez tayin edilen Veled Çelebi’nin postnişinlik görevi 16 Kasım 1925’de tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla sona erdi.
7. dönemde Yozgat milletvekili olarak TBMM’e giren Veled Çelebi, bir yandan da Türk Dil Kurumu’ndaki çalışmalarını sürdürdü. 4 Mayıs 1950’de Ankara’da hayatını kaybetti. Hacı Bayram Camii’nde kılınan cenaze namazının İsmet İnönü’nün de katıldığı büyük bir cenaze töreniyle Cebeci Mezarlığına defnedildi.

Eserleri

Bedayiü'l-Efkâr (Bahaî adıyla, 1894)
Leylâ ile Mecnûn (1895)
Muvazene (1895)
Birbirimizi Kırmayalım (1895)
Muhakemetü'l-Lügateyn (1897)
Arapça Gramer (Bahaddin adıyla, 1908)
Letâif-i Nasreddin Hoca (Sözlü ve yazılı kaynaklardan derlenmiş 388 fıkra, 1909)
Lisan-ı Farisî (1909)
Darulfünûn Dersleri (1912)
Vasiyetnâme-i Şerife Şerhi
Hayru'l-Kelâm (1914)
Türk Diline Medhal (1922)
Ferhengnâme-i Sadi Tercümesi yahud Muhtasar Bostan Tercümesi (Kilisli Muallim Rıfat ile, 1924)
Divan-ı Türkî-i Sultan Veled (Mehmed Bahaeddin adıyla, Kilisli Muallim Rıfat ile, 1925)
Kur'ân-ı Kerîm Elifbası (Ahmed Edib ile, 1925)
ürkçeden Trükçeye Lügat (1926)
El-İdrak Haşiyesi (Ebu Hayyan'dan, Kilisli Muallim Rıfat ile, 1936)
Atalar Sözü (1936)
Oğuz Ata. Orhun Abideleri (1937)
Mesnevî (Mevlâna'dan, 4 cilt, 1942-1946)
Hatıralarım (1946)




KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Veled_%C3%87elebi_%C4%B0zbudak











27 Nisan 2014 Pazar

TALAT TEKİN

(d. 16 Temmuz 1927, Tavşancıl, Gebze), Türk dilbilimci, araştırmacı ve yazar.




HAYATI

Tavşancıl-Gebze'de doğdu. Tavşancıl İlkokulu 'nu, Üsküdar Paşakapısı Ortaokulu 'nu, Haydarpaşa Lisesi 'ni (1945) bitirdi. Yüksek öğrenimini Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı (1951). İzmir, Trabzon ve Bitlis liselerinde öğretmenlik yaptı. 1957'de öğretmenlikten istifa etti; Türk Dil Kurumu 'nda gramer uzmanı olarak çalışmaya başladı. 1961 'de ABD 'ye gitti. California Üniversitesi 'nde "Orhon Yazıtları" üzerine doktorasını verdi (1965). California ve İndiana üniversitelerinde Türk Dili ve Edebiyatı okutmanı ve profesörü olarak çalıştı (1961-1972). 1972'de Türkiye 'ye döndü ve Hacettepe Üniversitesi 'ne girdi. 1976'da Türk dili profesörü oldu. 1994'te emekliye ayrıldıktan sonra İstanbul'da Yeditepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanlığı 'nda bulundu.
Türk ve dünya Türkoloji dergilerinde Türkçe ve İngilizce ilmî makaleleri yayınladı. Talât Tekin şiir de yazmıştır.
Kızı tanınmıș Türk rock şarkıcısı Özlem Tekin'dir.




KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Talat_Tekin

TAHİR NEJAT GENCAN

 (Ahlat, 1892 – 2 Temmuz 1980): Türk yazar ve filolog.


1892 yılında Bitlis'in Ahlat ilçesinde doğdu. Ahlat Rüşdiyesinden mezun oldu. 1922 yılında köy öğretmeni yetiştirmek için açılan Bitlis Muallim Mektebini bitirdi. 1923 yılında Diyarbakır Muallim Mektebinde Türkçe öğretmeni olarak göreve başladı. Ek ders sınavlarını geçerek 1923 yılında ortaokul Türkçe ve 1924 yılında lise Türk edebiyatı öğretmenliğine geçti. 1927 yılında İstanbul'da Kadıköy Ortaokulunda Türkçe dersleri vermeye başladı. 1943 yılında İstanbul Erkek Lisesi ve Daruşşafaka liselerinde edebiyat dersi vermeye başladı. 1957'de emekliye ayrıldı. Emekliliğinden sonra İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulunda okutmanlık ve Osmanlıca uzmanlığı yaptı.




KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Tahir_Nejat_Gencan

SUAT YAKUP BAYDUR

        (d. 1921, Tosya) - (ö. 1953, İstanbul), Türk dilbilimci.



1921'de Kastamonu'nun Tosya ilçesinde doğdu. İzmir Erkek Lisesi'ni bitirdi. 1942'de Almanya'ya gitti. Berlin Üniversitesi ve Heidelberg Üniversitesi'nde Alman dili ve edebiyatı ile klasik filoloji öğrenimi gördü. Klasik filoloji alanında doktorasını vererek, Türkiye'ye döndü.
Bir süre Ankara Atatürk Lisesi'nde Latince öğretmenliği yaptı. 1946'da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'de kısa bir süre asistanlık yaptıktan sonra, aynı yıl, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne antik felsefe asistanı olarak girdi. 1952'de doçent oldu. Klasik filoloji dalında dersler verdi.
Baydur, uzmanlık alanındaki çalışmalarının yanı sıra, Türkçenin batı dilleri ile ilişkilerini ele alan, dil devrimini savunan yazılar yazdı. Okullarda klasik dillerin (Yunanca ve Latince) öğretilmesinden yana bir tutum sergiledi:
"Avrupa’da olduğu gibi, okullarımızda Hellence (yani eski Yunanca) ve Latince öğretilmediği için aydınlarımızın bu dillerden gelme kelimeleri, bildikleri Avrupa dilinin -başta da Fransızcanın- malı sanmalarından ve Türkçemizdeki 'söylenildiği gibi yazılma' esasına uymalarından doğan bu karışıklığın önüne geçmek için okullarımızda Hellence değilse bile hiç olmazsa Latince öğretmekten başka yol yoktur.Doğu-İslam kültürü içindeyken okullarımızda Arapça, Farsça okutuyorduk. Batı kültürü içine yerleşmemiz için bütün Avrupalılar gibi okullarımızda Hellence ve Latince öğretmek zorundayız. Gençlerimizin ana dillerini iyice öğrenmemiş olarak üniversiteye geldiklerini yana yakıla anlatırken bu bilgisizlikte ve düşüncelerini açık olarak yazabilme eksikliğinde Arapça ile Farsçanın yerlerini boş bırakmış olmamızın büyük bir payı olduğunu unutmamalıyız."
1952'de, dil yazılarını derlediği "Dil ve Kültür" adlı kitabı Türk Dil Kurumu tarafından yayımladı.
Türk Dil Kurumu üyesi olan Yakup Suat Baydur, 5 Ağustos 1953'te bir deniz kazasında öldü.

KİTAPLARI

Dil ve Kültür, 1952 (TDK Yayınları)
Dilimiz ve Yunan-Latin Asıllı Kelimeler, 1953

ÇEVİRİLERİ

Hense-Leonard, Helen-Latin Eskiçağ Bilgisi, 1948
Walter Kranz, Antik Felsefe, 1949
Aristoteles, Atinalıların Devleti, 1943
Latin edebiyatından örnekler 1. cilt, 1948
Latin edebiyatından örnekler 2. cilt, 1953




KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Suat_Yakup_Baydur

SEVAN NİŞANYAN

 (Ermeni: Սևան Նշանեան, 21 Aralık 1956, İstanbul), Türkiye Ermenisi yazar, dil bilimcidir.






YAŞAM ÖYKÜSÜ


İlköğrenimini Özel Pangaltı Ermeni İlkokulu'nda gördü; 1968'de, Milliyet gazetesi tarafından düzenlenen İlkokullararası Bilgi ve Kültür Yarışması'nda üçüncü oldu. Orta öğrenimini Işık Lisesi ve Robert Lisesinde tamamladı. 1974'te ABD'ye giderek Yale Üniversitesi ve Columbia Üniversitesinde tarih, felsefe ve Güney Amerika Siyasi Sistemleri üzerine eğitim gördü.
1984-1985 yıllarında Commodore 64 adlı kişisel bilgisayarı (PC) Türkiye'ye getiren firmanın kurucusu ve yöneticisi oldu. Bilgisayar programcılığı ile ilgilendi, çeşitli konuşma ve konferanslara katıldı. Türkiye'nin ilk popüler bilgisayar dergisi olan Commodore'u kurup orada Baytan Bitirmez müstear ismiyle yazılar yazdı.
Sevan Nişanyan, çeşitli Britanya ve Uzakdoğu yayınevleri için seyahat kitapları kaleme aldı. 1998 yılında "Küçük Oteller Kitabı" adlı kitabı ilk kez yayımladı. Türk turizmine kitle turizmi dışında yeni bir yön kazandırma çabası olarak görülebilecek "Küçük Oteller Kitabı"'nı her sene yenileyerek bir referans kitabı haline geldi.
1995 yılında eşi Müjde Nişanyan ile birlikte İzmir'in Selçuk ilçesinin Şirince köyüne yerleşen Nişanyan, bu köyde geleneksel mimari dokuyu korumak ve canlandırmak için yaptığı çalışmalarla tanındı. Eski köy evlerini geleneksel tarzda onararak oluşturduğu Nişanyan Evleri adlı otel 1999'da işletmeye girdi. Şirince'de yıkılmakta olan evleri resmi izin olmadan restore ettiği gerekçesiyle 2001 yılında 2863 sayılı yasa kapsamında 10 ay hapis cezası aldı.
Bu dönemde Türkçenin etimolojisi üzerine ilk kapsamlı bilimsel çalışma olan "Sözlerin Soyağacı: Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü" adlı çalışmasını tamamladı; aynı sözlüğün popüler bir özeti olan "Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı" adlı kitabı yayımlandı.
2004'te İnsan Hakları Derneği tarafından verilen Ayşenur Zarakolu Özgür Düşünce Ödülü'ne layık görüldü. Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgeleri hakkında resmî görüşün verilerini sorgulayan "Ankara'nın Doğusundaki Türkiye" adlı gezi rehberi 2006'da yayımlandı.
Nişanyan'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş dönemine ilişkin eleştirel görüşlere yer veren "Yanlış Cumhuriyet: Atatürk ve Kemalizm Üzerine 51 Soru" adlı kitabı 2008'de basıldı. "Sözlerin Soyağacı"'nın geniş ölçüde gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni versiyonu da aynı tarihte piyasaya sunuldu.
Agos gazetesindeki köşe yazarlığının yanı sıra, 29 Ekim 2008 ve 14 Aralık 2009 tarihleri arasında Taraf gazetesinde "Kelimebaz" adıyla dile ilişkin köşe yazıları yazdı. Bu yazıları iki ayrı kitapta toplanarak "Kelimabaz - 1" ve "Kelimebaz - 2" isimleriyle yayımlandı.
2009'dan itibaren Anadolu yer adlarına ilişkin geniş kapsamlı bir çalışma başlattı. Çalışmanın ilk ürünleri 2010'da piyasaya çıkan "Adını Unutan Ülke: Türkiye'de Adı Değiştirilen Yerler Sözlüğü" adlı kitapta ve Index Anatolicus web sitesinde yayımlandı.

KİŞİSEL YAŞAMI


Eski eşi Müjde Tönbekici'den üç, toplam beş çocuğu vardır.
2008 senesinde eşi Müjde Tönbekici'nin üzerine bir kavanoz dışkı atmasının ardından gelen sert tepkiler nedeniyle Agos gazetesindeki görevi tartışma konusu olmuştur. Yazar, bu davranışını "Müjde Hanım'ın davranışına tam olarak uyan sembolik bir jest" olarak nitelendirmiştir.
İslam peygamberi Muhammed'e hakaret ettiği gerekçesiyle Mayıs 2013'te İstanbul 14. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 13,5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Nişanyan'a verilen hapis cezası, daha önceden de sabıkası olması dolayısıyla para cezasına çevrilmedi.
Sevan Nişanyan, İzmir’in Selçuk İlçesi’nin turistk köyü Şirince’de SİT alanındaki arazine iki kez mühürlenmesine rağmen ev yaptığı gerekçesiyle aldığı 2 yıllık hapis cezasını çekmek üzere Torbalı Açık Ceza İnfaz Kurumu'na teslim oldu.

KİTAPLARI


Yanlış Cumhuriyet / Atatürk ve Kemalizm Üzerine 51 Soru, Kırmızı Yayınları, 2008 ISBN 975-9169-77-0
Sözlerin Soyağacı: Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü, genişletilmiş ve gözden geçirilmiş 3. Basım, Adam Yay. 2007 ISBN 9754188684
Küçük Oteller Kitabı (Türkiye'nin en Güzel Küçük Otelleri), Boyut Yay. 1998 .... 2008 (her yıl), ISBN 975-521-376-7
Ankara'nın Doğusundaki Türkiye, Boyut Yay. 2006 ISBN 975-23-0196-7
Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı, 2002 ISBN 975-418-744-4
Meraklısı için Karadeniz, Boyut Yay. 2000 ISBN 975-521-378-3
Herkesin Bilmediği Olağanüstü Yerler, Boyut Yay. 2000 ISBN 975-521-377-5
Mavi Kıyılarda Yeme İçme Sanatı, Intermedia 1998,ISBN 975-7143-23-5
American Express Guide: Prague, Mitchell Beazley (London) 1993.
American Express Guide: Vienna and Budapest, Mitchell Beazley (London) 1992.
American Express Guide: Athens and the Classical Sites, Mitchell Beazley (London) 1990.
Karl Marx: Grundrisse, Ekonomi Politiğin Eleştirisi için Ön Çalışma (çeviri), Birikim Yay. 1979; 2. basım İletişim Y. 2008.
Kelimebaz-I, Everest Yayınları 2009.
Adını Unutan Ülke (Türkiye'de adı değiştirilen yerler sözlüğü) Everest Yayınları 2010.
Şirince Meydan Muharebelerinin Mufassal Tarihçesi Everest Yayınları 2011.
Turkey (Travel Bugs), Sevan Nisanyan (Author), Bina Maniar (Author), Emma Tan (Author), Aileen Lau (Author) , Macmillan General Reference (October 1993), ISBN-10: 067187909X, ISBN-13: 978-0671879099
Aslanlı Yol, Liberte Yayinlari 2012.





KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Sevan_Ni%C5%9Fanyan


SAİM ALİ DİLEMRE

 (1880; İstanbul - 15 Şubat 1954; İstanbul), özellikle dil çalışmalarıyla tanınmış Türk hekim.


Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'yi (Askeri Tıbbiye) bitirdikten sonra Almanya'ya gitti (1908). Giessen Üniversitesi'nde patoloji uzmanlığı eğitimi gördü. İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesi'nde profesörlüğe yükseldi. On beş yıl morg müdürlüğü yaptı. Türkçenin öbür dillerle ilişkisini inceledi, tıp terimlerini Türkçeleştirmeye çalıştı. Türk Dil Kurumu'nda görev aldı. Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde genel dilbilgisi dersleri verdi. V.Dönem (Ara Seçim) Erzurum, VI., VII. ve VIII. Dönem Rize Milletvekilliği yapmıştır. Atatürk, ona Dilemre soyadını verdi.
Dilemre, Türkçenin Doğu'dan Batı'ya giden ticaret yolu üzerindeki konuşulan bir ticaret dili olduğunu, Türk sözcüğününü “Tüccar” anlamına geldiğini ileri sürmüş, Türkçenin, Hint-Avrupa dillerine yaklaşan Hint-Turan dilleri içinde yer aldığını kanıtlamaya çalışmıştır. Genel Dil Bilgisi (1939-42, 2 cilt) adlı kitabının birinci bölümünde genel dilbilgisi üzerine açıklamalar yaptıktan sonra Güney Asya, Amerika, Afrika dillerini incelemiş, ikinci bölümünde de Ural-Altay dillerinin karşılaştırmalı dilbilgisini vermeye çalışmıştır.
Ömrünün sonuna kadar tıp terimlerini Türkçeleştirilmesi ve dilin sadeleştirilmesiyle meşgul olan Saim Ali Dilemre'nin Ankara Numune Hastanesi ve Cebeci Askeri Tıp Tatbikat Okulunda, Tıp terimleri üzerinde yaptığı iki konuşma 1945'te Türk Dil Kurumunca kitap haline getirildi. Dilemre'nin tüm çabalarına rağmen Türkçeleştirdiği 420 terimden çok azı tıp uzmanlarınca benimsendi.
Evli ve iki çocuk babasıdır.


Çalışmaları


Hususi Marazi Teşrih (1928)
Uykusuzluk ve Tedavisi (1928)
Les affixes indo-européens et le turc (1935; Hint-Avrupa Ekleri ve Türkçe)
La théorie güneş-dil (1936; Güneş Dil Kuramı)
Probléme Turco-Celtique (1936; Türk-Kelt Sorunu)
Dil Coğrafyası (1937)
Genel Dil Bilgisi (cilt I, 1939, cilt, 2, 1942)
Hekimlik Dili Terimleri (1945)
Dil Devrimi İçin (1949)
Dil Devrimi İçin II. Terimler Meselesi (1949)




KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Saim_Ali_Dilemre

ÖMER ASIM AKSOY

(d. 5 Nisan 1898, Gaziantep - ö. 30 Ekim 1993, Ankara), hayatı boyunca, öğretmenlik, avukatlık, savcılık, milletvekilliği gibi pek çok işi yapmış olmasına rağmen, gerek Türk Dil Kurumu'nda görev alması, gerekse yazdığı ve yazılmasına öncülük ettiği kitaplarla daha çok dilbilimci yönüyle tanınmaktadır.




HAYATI VE ESERLERİ



Ömer Asım Aksoy, 5 Nisan 1898'de Gaziantep'te doğdu. 1908'de ilkokulu, 1911'de ortaokulu, 1916'da liseyi Gaziantep'te tamamlayarak uzun bir süre memurluk ve öğretmenlik yaptı. 1917'de Halep "Posta ve Telgraf Başmüdürlüğü"nde "kâtip" olarak çalıştı. 1919'da Gaziantep'e döndü, bir yandan posta telgraf memurluğu, bir yandan da Ticaret İdadisinde Türkçe dersi verdi. 1920'de Tıp Fakültesine başladı; ama Anteplilerin Fransız işgaline karşı başlattıkları direnişe katılmaya karar vererek okulu bıraktı.
1922-1925 yılları arasında Gaziantep Lisesi’yle Amerikan Koleji'nde Türkçe, Darülhilafe Medresesi'nde de matematik öğretmenliği yaptı. Bu sırada Maarifi İslamiye Cemiyeti'nde yönetim kurulu üyeliği, Halk Mektebi'nde yöneticilik, Muallimler Cemiyeti'nde başkanlık, Gazisancak ve Halk Dili gazetelerinde başyazarlık, Türkocağı'nda il genel yazmanlığı gibi görevler üstlendi.
1925'te, kendisi gibi Gaziantepli olan Beşire Hanım'la evlendi. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kayıt oldu. Hukuk Fakültesi'ni 1928'de bitirdi. 1928-1931 yılları arasında Nizip Cumhuriyet Savcısı olarak çalıştı, sonra 1931'de Gaziantep'e dönüp avukatlık yapmaya başladı. 1935'e dek Antep Lisesinde Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği, Halkevi ve Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı gibi birçok görevi aynı anda sürdürdü. Bu görevler onu, 1935'te Gaziantep Milletvekili olarak Ankara'ya, TBMM’ye taşıdı.
1941’de Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun yönetim kurulu üyesi oldu. Dille, özellikle halk ağızlarındaki sözcükler, deyimler ve atasözleriyle ilgilenmesi, ortaokul öğrencisi olduğu günlere uzanıyordu. 1941-1976 arasında Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu Başkanı olarak çalıştı. Bu çalışmaların sonucunda Türkiye'de Halk Ağzından Söz Derleme Sözlüğü (12 cilt) ile Tarama Sözlüğü (8 cilt) ortaya çıktı.
Milletvekilliği, 1950'de Demokrat Partinin seçimi kazanmasıyla sona erdi. Bundan sonra tüm zamanını TDK'ye, Dil Devrimine ve yazmaya ayırdı. Bir kez yurtdışına çıktı: Türk Dil Devrimi'ni anlatmak için 1971'de Macaristan'a gitti. 1963-1976 yılları arasında, kol başkanlığının yanı sıra, Türk Dil Kurumu'nun Genel Yazmanı idi. Daha sonra TDK'den ayrıldı ve evinde çalışmaya başladı.
Aksoy, 1988’de Dil Derneği’nin, 1992'de de Edebiyatçılar Derneği’nin onur üyesi olarak ödüllendirildi.
Biri kız, üçü erkek dört çocuk babası olan Ömer Asım Aksoy, 30 Ekim 1993'te, 95 yaşında yaşamını yitirdi. Kimisi pek çok kez basılan 60'a yakın kitap, onlarca makale yazdı. Ölümünden sonra kütüphanesi Gaziantep Üniversitesi'ne bağışlandı. Kütüphanesinde mükerrer olan kitaplar da üniversite tarafından Şahinbey ilçesindeki Ertuğrulgazi İlköğretimokulu'nun kurulmakta olan kütüphanesine bağışlandı(1996).
Ömer Asım Aksoy’un, Derleme ve Tarama Sözlükleri gibi yapıtlarının dışında, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü (TDK baskısı üç cilttir), Özleştirme Durdurulamaz, Dil Yanlışları, Dil Yazıları, Dil Gerçeği gibi Dil Devrimini anlatan kaynak yapıtları da mevcuttur.


Ana Yazım Kılavuzu ve İmla Kılavuzu


Ömer Asım Aksoy, TDK'den ayrılmasından bir süre sonra oluşturulan resmi TDK'nin yayımladığı "İmla Kılavuzu" ile Türkçe Sözlük'ün tüm yanlışlarını tek tek ortaya çıkardı ve yayımladı. Toplumu, eğitimcileri uyardı. Hem resmi TDK'den, hem de bu yapıtları eğitim kurumlarına sokan yetkililerden yanıt bekledi. Bunun üzerine bütün basın yayın organlarına Türkçe Sözlük'teki yanlışların sergilendiği yazısıyla birlikte şu mektubu gönderdi:
"Resmi niteliği bulunan yeni baskı Türkçe Sözlük'teki yüzlerce yanlışın düzeltilmesi için dört yıldan beri ilgililerin dikkatini çekmeye çalışıyorum. Benim yanıldığım sanılıyorsa bunun bildirilmesini de diliyorum. Ne yanlışlıklar savunuluyor, ne de bir düzeltme girişimi görülüyor.
Son çareyi, basınımızın ve değerli yazarlarımızın ilgilenmesinde görerek size, bu çok önemli konuyu özetleyen bir yazı sunuyorum. İçten saygılarımla. 15. 3. 1993"
Aynı zamanda, Aksoy başkanlığında bir kurul, TDK'nin İmla Kılavuzu'ndan farklı bir seçenek olması amacıyla Ana Yazım Kılavuzu'nu hazırladılar. Bu kurulda şu uzmanlar görev aldı: Oya Adalı, Ayla Bayaz, Mehmet Deligönül, Beşir Göğüş, Prof. Dr. Vehice Hatiboğlu, Doç. Dr. Aydın Köksal, Emin Özdemir, Sami N. Özderdim, İnci Sağan.
Ana Yazım Kılavuzu'nun ilk baskısı Ekim 1987'de yapıldı.
Kılavuzun önsözünde, neden yeni bir kılavuza gereksinim duyulduğunun açıklaması şu şekilde yapılmaktadır:
"Yeni Türk abecesinin kabul edilmesi üzerine yazım kurallarımız ve sözcüklerimizin yazılış biçimleri, ilkin 1928'de "Dil Encümeni"nce hazırlanan "İmla Lugati" ile saptanmıştı. Bundan sonraki yazım kılavuzları, 1932'de kurulan "Türk Dil Kurumu"nca düzenlendi. Kurum, 1928'den beri süregelen uygulamaların verimlerini değerlendirerek, 1941-1981 arasında "İmla Kılavuzu", "Yeni İmla Kılavuzu", "Yeni Yazım (İmla) Kılavuzu", "Yeni Yazım Kılavuzu" adlarıyla çeşitli baskılar yayımladı. Uzun yılların uygulamalarıyla gelişmiş, resmi ve özel kesimde benimsenmiş olan bu kılavuzlar, 1985 yılına değin yurdumuzda bütün yayınların biricik başvuru kaynağı idi. Ne var ki, 2876 sayılı ve 11.8.1983 tarihli yasa ile eski Türk Dil Kurumu ortadan kalktı ve "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu"na bağlı olarak kurulan yeni "Türk Dil Kurumu", 1985'te "İmla Kılavuzu" adıyla bir kılavuz çıkardı. "Yeni Yazım Kılavuzu"ndaki kimi kurallarda ve pek çok sözcüğün yazılışında değişiklikler içeren bu kılavuzun yayımlanması, birçok eleştrilere ve çeşitli görüşler yansıtan birtakım yazım kılavuzlarının ortaya çıkmasına yol açtı.
Yazım konusunun böyle bir karışıklık içine girdiğini gören bizler, yeni bir kılavuzla yazımımızı bu çıkmazdan kurtarmak istedik. (...)
Şunu da belirtelim ki kargaşayı önlemenin ve yazım birliğini sağlamanın yolu, kişisel görüşleri bir yana bırakmak, güvenilir bir kaynağı "yargıcı" bilip orada "anlaşma"ya varmaktır.
Bu yapıtın böyle bir anlaşmayı kolaylaştıracağına inanıyoruz."


Bileşik sözcükler tartışması


Aksoy başkanlığında hazırlanan Ana Yazım Kılavuzu ile TDK'nın İmla Kılavuzu'nun öne sürdüğü yazım kuralları arasındaki farklara ilişkin bir örnek olarak Ana Yazım Kılavuzu'ndan "bileşik sözcükler" bölümü örnek verilebilir. Bu bölümde kurul şu tartışmayı öne sürmüştür:
"-Bileşik sözcükler-
Bunlar, adından da anlaşılacağı üzere, bitişik yazılan birden çok sözcükten oluşur. Birbiriyle birleştirilemeyen sözcükler topluluğuna "bileşik sözcük" adı verilmemesi gerekir. Oysa yeni Dil Kurumu'nun "İmla Kılavuzu", bitişik yazmadığı sözcükleri "bileşik" saymıştır. Örneğin ev ve yurt kelimeleriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır: Bakım evi, doğum evi, öğrenci yurdu...' sözleri arasında verdiği örnekleri ayrı yazmasına karşın "birleşik" saymıştır. Biraz aşağıda da birleştirmede yer alan her kelime, kendi eski anlamını saklamış olabilir. Bu tür birleşik kelimeler ayrı yazılır: Ses uyumu, yer çekimi... demiştir. Bu sözler içinde de kimi "birleşik" sözcüklerin ayrı yazılacağını ileri sürmüştür. (...) Burada bileşik sözcüklerin yazımı konusunda Dil Kurumu'nca çıkarılan "İmla Kılavuzu"nun veridği ölçüye katılamadığımızı bildirmek istiyoruz. Bu kılavuz, birleştirmede yer alan sözcüklerin, kendi anlamlarını korumakta ise ayrı yazılacaklarını söylüyor. Bunun kesin bir kural olamayacağını yine bu kılavuz, sözcükler dizelgesinde ortaya koymuştur. Örneğin bu dizelgede, "cumhurbaşkanı, imalathane, ilkbahar, kızılderili, yüzyıl" gibi gerçek anlamlarını korudukları halde ayrı yazılmayıp bitişik yazılmış birçok sözcük vardır. Öte yandan kendi anlamlarını korumadıkları için -İmla Kılavuzu'na göre- bitişik yazılmaları gereken birtakım sözcükler de ayrı yazılmıştır: Açık göz, ağır başlı, ayak yolu, Demir Kazık, göz dağı, tere yağı... gibi.(...)
Görülüyor ki İmla Kılavuzu'nun, bileşik sözcükleri ayrı yazmak için koyduğu, "kendi anlamını koruma" kuralı, kendi uygulamalarına uymadığı gibi dil gerekçelerine de uymuyor."




KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96mer_As%C4%B1m_Aksoy

İLHAN AYVERDİ

 (d. 24 Ekim 1926, Manisa - ö. 6 Kasım 2009, İstanbul). Türk dil bilimci, edebiyat öğretmeni.


Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı'nın kurucusu ve vefatından önce başkanı idi. Misâlli Büyük Türkçe Sözlüğü hazırlamıştır. Rahmetli Ekrem Hakkı Ayverdi’nin eşiydi.


YAŞAMI


Ailesi ve öğrenim yaşamı

24 Ekim 1926'da Akhisar’da doğdu. 06 Kasım 2009'da İstanbul'da vefat etti. Baba tarafı Dağıstan, anne tarafı Rumeli asıllıdır. Ailesi, 93 Harbi sırasında topraklarını terkedip önce Bursa'ya sonra Ödemiş'e yerleşmişti. Babası Murat Tolun Bey, Kurtuluş Savaşı yıllarında Galip Hoca diye bilinen Celal Bayar'ın silah arkadaşıdır; Kurtuluş Savaşı'nda Akhisar Cephesi Kuva-yı Milliye Kumandanı olarak görev yapmıştır, İstiklal madalyası sahibidir.
İlhan Hanım, posta müdürü olan babasının Akhisar'a tayininden sonra dünyaya geldi; ilk ve orta tahsilini aynı yerde tamamladı. Akhisar'da lise olmadığından lise tahsili için İzmir'e gitti ve 1943 yılında İzmir Karataş Lisesi'nden mezun oldu.
Hastalık sebebiyle iki sene ara verdiği öğrenim yaşamına İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde devam etti. Türk tarihinin ilk edebiyat profesörü olan Ali Nihad Tarlan, edebiyat tarihçisi İsmail Hikmet Ertaylan, Prof. Mehmet Kaplan'ın öğrencisi oldu. Gazeteci yazar Ahmet Kabaklı ile sınıf arkadaşı oldu ve dostlukları ömürboyu devam etti. Fakültede öğrenci iken bir yandan da İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nde memur olarak çalıştı; çalıştığı dairede tanıştığı Mehmet Örtenoğlu Dede ile tanışması bütün hayatını etkiledi[1]. Mehmet Dede vasıtasıyla yazar Samiha Ayverdi ve Samiha Hanım'ın hocası Kenan Rıfai(Kenan Büyükaksoy) ile tanıştı. Üniversite öğrenimini 1949 yılında tamamladı.


Öğretmenlik Yaşamı


Edebiyat öğretmeni olan İlhan Hanım, sırası ile Anarat Higutyan Ermeni Orta Okulu, Galatasaray Lisesi, Zoğrafyon Rum Lisesi (1951-1955), Saint Joseph Lisesi ve Saint Michel Fransız Lisesi’nde görev yaptı. 1960 yılında ise Çapa Eğitim Enstitüsü'nde bir süre öğretmenliğe devam etti; aynı yıl öğretmenlikten ayrıldı. Öğretmenliği bıraktıktan sonraki yaşamını dernek çalışmaları, özel kültür falaliyetleri ile doldurdu.

Kültür-Sanat Çalışmaları


8 Ekim 1959 günü Samiha Ayverdi'nin erkek kardeşi mimar-mühendis-müteahhit Ekrem Hakkı Ayverdi ile evlendi. Eşinin Anadolu ve Rumeli'de gezerek 20 yıllık bir çalışma sonucu dört ciltlik Osmanlı Mimari Eserleri adlı yapıtı meydan getirmesinde katkıda bulundu[2].
1966-1982 yılları arasında Türk Kadınları Kültür Derneği'nin başkanlığını yaptı.1970'li yıllarda Kubbealtı Cemiyeti'nin kuruluşuna Samiha ve Ekrem Hakkı Ayverdi ile birlikte başkanlık etti, cemiyetin isim-annesi oldu. Bu cemiyet, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı adıyla vakfa dönüşünce, vakfın başkanı oldu. Kubbealtı Mecmuası'nın yayımlanmasında, vakfın yayın, seminer, konferanslar, musiki çalışmaları ve çeşitli sosyal faaliyetlerinde eşi Ekrem Hakkı Ayverdi ve Samiha Ayverdi ile aktif rol oynadı.


Misâlli Büyük Türk Lugati


1976 yılında, Kubbealtı Vakfı'nın yayımlamaya karar verdiği Misâlli Büyük Türk Lugati'nin hazırlanması ve yazılması işini üstlendi. Bu eser üzerinde 28 yıl aralıksız çalıştı ve 2004 yılında tamamladı. 13. yüzyıldan günümüze kadar Türk dilinin envanterini çıkaran ve binlerce misalle donatılan bu eser, Kasım 2005’te yayımlandı. İlhan Ayverdi, bu eser ile Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 2005’te dil alanında “Yılın Yazarı” seçilmiştir.



80. Yaşına Armağan


İlhan Ayverdi'nin 80. yaşını kutladığı 2006 yılında Kubbealtı Neşriyat tarafından hayatından kesitler sunan bir kitap hazırlanmıştır. "İlhan Ayverdi: Bir Hayat Bir Lûgat" adlı 99 sayfalık kitap, 80. Yaşına Armağan alt başlığını taşır; Zeynep Uluant ve Aysel Yüksel tarafından hazırlanmıştır.






KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0lhan_Ayverdi

İBRAHİM NECMİ DİLMEN

Türk dilbilimci ve edebiyat tarihçisi.



                                                       


Orta öğrenimini Selanik'te yaptı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1908 yılında, Selanik Hukuk Okulu’nda ders verdi. İstanbul'da çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne bağlı Ural- Altay dilleri ve edebiyat nazariyeleri kürsülerinde müderris muavinliği görevinde bulundu. 1931’de, Gazi Eğitim Enstitüsü ve Musiki Öğretmen Okulunda edebiyat öğretmeni olarak görev aldı. 1932’de Milli Eğitim Bakanlığı Genel Müfettişliği’ne atandı. TBMM V., VI. ve VII. Dönem Burdur Milletvekilliği yapmıştır. Türk Dil Kurumu’nda çeşitli yöneticilik görevleri üstlendi.


ESERLERİ

Türkçe Gramer (4 cilt, 1930)

Türk Dil Bilgisi (2 cilt, 1936)

Edebiyat tarihi dersleri (1922)






KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0brahim_Necmi_Dilmen





REŞİT RAHMETİ ARAT

Ordinaryüs Profesör unvanına sahip Türk dil bilimci, bilim insanıdır. Tam adı, Abdürreşid Rahmeti Arat’tır. Kazan Türklerindendir. Karşılaştırmalı Türk dili araştırmalarının Türkiye'deki kurucusu ve uygulayıcısı olan büyük dil bilginidir.





Hayatı


Bugünkü Tataristan’ın başkenti olan Kazan yakınlarındaki Eski Ücüm’de, 15 Mayıs 1900'de dünyaya geldi. Çocukluğu ve ilk gençliği Eski Ücüm'de ve Kazan'da geçen Arat, 1922 yılının sonuna doğru Almanya'ya gelmiş, Berlin Felsefe (Edebiyat) Fakültesi'nde Prof. Willi Bang'ın öğrencisi olmuştur. Mezuniyetinden sonra bir süre hocası Bang ve arkadaşı Annemarie von Gabain'le birlikte Berlin'de çalışan Arat, bu süre zarfında Turfan'da bulunan Uygur metinlerinin tasnifi ve neşri ile meşgul olmuştur. 1933 yılında Türkiye'ye davet edilmiş ve ölüm tarihi olan 1964 yılına kadar da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ndeki vazifesine devam etmiştir.[1]
Babası İsmetullah Bey, anası Mahbeder Hanım'dır. İlköğrenimini, doğduğu köyde gördü. Daha sonra, amcası tarafından şimdiki Kazakistan’ın Kızılyar (Peterpavel) şehrine götürülerek, ceditçi anlayışla öğrenim veren Türk-Tatar mektebine verildi. Burada Rusça da öğrendi. İç savaş üzerine askere alındı, yaralı bir hâlde Mançurya’nın Harbin şehrine gitti. Harbin’deki Türk-Tatar cemaati arasında yaşamaya ve çalışmaya başladı.
1921’de yarım kalan lise eğitimini tamamladı. 1922’de yüksek eğitim için Almanya’ya gitti. Berlin’de Willy Bang-Kaup’un öğrencisi oldu. Buradan doktora derecesi ile mezun oldu. Berlin Üniversitesi’nde ve Prusya İlimler Akademisi’nde öğretim üyesi iken 1933’te İstanbul Üniversitesi’ne davet edildi ve burada Eski Türk Dili Kürsüsü ordinaryüs profesörü oldu. 1964 yılında İstanbul’da öldü.


Çalışmaları


Ord. Prof. Dr.Reşit Rahmeti Arat'ın en büyük çalışmalarından biri, Kutadgu Bilig gibi Türk edebiyatı açısından önemli birçok eseri günümüz Türkçesine çevirmiş olmasıdır. Günümüzde kullanılmakta ve satılmakta olan en kapsamlı Kutadgu Bilig çalışması, hâlen onun imzasını taşımaktadır.
Öğrencisi Prof Dr. Muharrem Ergin Arat’ın “Ölümü yalnız memleketimiz için değil, Türkiyat ilmi için de dünya çapında büyük bir kayıptır.” demiştir.





KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Re%C5%9Fit_Rahmeti_Arat

ÖZCAN BAŞKAN

(Prof. Dr.) (d. 4 Ocak 1929, İzmir - ö. 11 Kasım 1997, İstanbul) Türk akademisyen, dilbilimci ve yazar.


Başkan, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi bölümünde eğitim gördü. Aynı bölümde 1953 yılında asistan oldu. 1968 yılında profesörlüğe atandı. Dilbilimine büyük katkıları olan Başkan, ABD, İngiltere, İsveç ve Suudi Arabistan'da araştırmalarda bulundu.


Eserlerinden bazıları


Ben Bana Karşı
Bildirişim İnsan - Dili ve Ötesi
Dilbilim Üzerine Tartışmalar
Dilde Yaratıcılık
Fonemik: Tahlilde Kıstaslar Meselesi
Lengüistik Metodu
Yabancı Dil Öğretimi İlkeler ve Çözümler



Kaynaklar

Prof.Dr. Özcan Başkan'ın Ardından, Ceval KAYA, Türk dili dergisi, 553, Ocak 1998
Türk Dil Devrimine ve Türkçe Sözlük Üretimine Katkıları ile Özcan Başkan, Prof.Dr.Nalan BÜYÜKKANTARCIOĞLU, Yıldız Teknik Üniversitesi, XV. Dilbilim Kurultayı, 2001




KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zcan_Ba%C5%9Fkan

OSMAN NEDİM TUNA

(1923-17 Temmuz 2001), Türk dilbilimci.



Mesleki Hayatı


Kabataş Erkek Lisesi 1941 fen bölümü mezunudur. Prof. Dr. Osman Nedim Tuna, ileri sürdüğü delillere[1][2][3] dayanarak Türkçenin en az 8.500 yaşında olduğunu hesaplamıştır.
Görüşlerine dair bazı eleştiriler gelmiştir. Ancak, Osman Nedim Tuna vardığı görüşleri desteklemek ve tesadüfi olmadığını ispatlamak için Sümerce ile Türkçenin karşılaştırmasında matematiksel yöntemler kullanmıştır.[4] sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ve türkolog Reha Oğuz Türkkan ile ayrı ayrı yaptıkları çalışmalarda benzer sonuçlara ulaşmışlardır.
Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi adlı Türkçe (Çağatay Türkçesi) ile Sümerce arasındaki benzerlikleri açıkladığı eseri yaklaşık 20 yıllık çalışmalarının tamamını kapsamaktadır. 1962’de doktora için gittiği Amerika’da, bu konudaki çalışmalarını yoğunlaştırmış ve 1982’de çalışmalarını topladığı Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi adlı eserini altı başlık altında toplanmıştır: 1. Giriş; 2. Sümerce Türkçe Ses Denklikleri ‘Kurallar’; 3. Malzemenin Tartışılması, Metod ve Yorum; 4. Sonuç; 5. Son Söz; 6. Bibliyografya ve Kısaltmalar.
Türk Dünyası El Kitabı'nda Ural-Altay dilleri hakkında bir yazısı vardır. Türk dilinin Altay dillerinden geldiğini ispata giriştiği bu yazısında bunun örneklerle açıklamasını yaparak Türk diliyle ilgili birçok bilgiyi bizlerle paylaşır. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi altında Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi bölümünü kurmuş ve Bölüm Başkanlığı, Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcılığı, Fakülte Yönetim Kurulu Üyeliği, İnönü Üniversitesi Senatosu’nda Fakülte Temsilciliği, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yönetim ve Kurul Üyeliği gibi görevlerde bulunmuştur. İnönü Üniversitesi'ndeki konferans salonlarından birine adı verilmiştir.
Türk Dil Kurumu tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Türk Dili Kurultayı’nda Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi İle Türk Dili’nin Yaşı Meselesi adlı kitabı için kendisine Türk Dili’ne Üstün Hizmet Ödülü ve Onurluk verilmiştir.[5]

Yapıtları

Kitapları

Altay Dilleri Teorisi, Türk Dünyası Araştırmaları Yayını:6, Istanbul, 1983.
Sümer ve Türk Dillerinin Tarihi İlgisi ile Türk Dilinin Yaşı Meselesi, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1990.

Seçme Makaleleri

"Türkçede Tekrarlar", Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C.III, No:3-4 (Kowalski Özel Sayısı), İstanbul, 1949, s.429-477.
"Türkçede Tekrarlar", Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C.IV, No:1, Istanbul, 1950, s.39-81.
"Bazı İmla Gelenekleri, Bunların Metin incelenmelerindeki Önemi ve Orhon Yazıtlarında Birkaç Açıklama"; Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1957, s.41-81.
"Köktürk Yazıtlarında Ölüm Kavramı İle İlgili Kelimeler ve 'Kergek Bolmak' Deyiminin İzahı"; VII. Türk Dili Kurultayı'nda Okunan Bilimsel Bildiriler, 1957, Ankara 1960, s.131-148.
"Köktürk Yazılı Belgelerinde ve Uygurcada Uzun Vokaller" Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1960, s.213-282.
"Mongolian Hpagspa Text and 118 Turkish Translation in the Collection of Curiosities" by Osman Nedim Tuna and James E. Bosson, JSFOu, No:63, article 3, Helsinki, 1963, 16 s.
"On the Phonetic Values ofthe SymbolsUsed in Some of the Texts in Kökturkish Script", CAsJ vol. IX, No:4, Wiesbaden, 1962, s.241-263.
"Türkçenin Sayıca Eş Heceli İkilemelerinden Sıralama Kaideleri ve Tabii Bir Konson Dizisi", Türk Dili Arasstirmalan Yilhgi Belleten 1982-1983, s.163-228 + iki tablo.
"Türkçede Transitive-Causative 'Geçişli-Ettirgen' Fiiller ve Bunlarla ilgili Morfoloji ve Öğretim Meselelerinin Çözümü" Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C.XXIV-XXV, istanbul 1986, s.381-428.
"Türk Dilinde Sayılar Üzerinde Karşılaştırmalı Bir Deneme", Sabahattin Zaim'e Armağan, İktisat Fakültesi Mecmuası, 1994/B-3, C.l-4, İstanbul 1996, s.1055-1076.




Kaynakça:http://tr.wikipedia.org/wiki/Osman_Nedim_Tuna

NECMİYE ALPAY

(d. 23 Kasım 1946, Sındırgı), Türk dilci.




1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu. Doktora derecesini uluslararası iktisat alanında Paris-Nanterre Üniversitesi'nden aldı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğretim üyesiyken 12 Eylül yönetimince tutuklandı ve üç yıl Mamak Cezaevi'nde kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra çevirmenliğe başladı. "Kuram" ve Ludingirra dergilerinin kuruluşunda yer aldı; bu dergilerin yanı sıra Sombahar dergisinde editörlük yaptı. 1996-2003 yılları arasında Akademi İstanbul'da ve Yeditepe Üniversitesi'nde Türkçe ve Yaratıcı Yazarlık dersleri verdi. 25.3.2001-14.9.2007 tarihleri arasında Radikal gazetesinin Kitap ekinde Dil Meseleleri'ni yazdı. 19.6.2008-16.9.2010 arasında her perşembe Radikal gazetesinde, 26.9.2010-10.4.2011 tarihleri arasında da her pazar Radikal İki'de yazdı. Milliyet gazetesinin aylık Kitap ekinde Mart 2008'de başladığı yazılarını sürdürüyor


Yayımlanmış Kitapları


Türkçe Sorunları Kılavuzu, Metis Yay.
Dilimiz, Dillerimiz / Uygulama Üzerine Yazılar, Metis Yay.
Yaklaşma Çabası, Kanat Yay., 2005


Çevirdiği kitaplar


Kültür ve Emperyalizm (Edward Said), Hil Yay., 3. Baskı
Tarihsel Kapitalizm (I. Wallerstein)
Aydın Kesimi Üstüne (V. I. Lenin)
Modernleşmenin Eşiğinde Osmanlı Kadınları (Madeline C. Zilfi), Tarih Vakfı Yurt Yay.
Şiddet ve Kutsal (Rene Girard), Kanat Kit.
Freud ve Felsefe (Paul Ricoeur), Metis Yay.
Bilge Sokrates'in Ölümü (Jean Paul Mongin), Metis Yay., "Küçük Filozoflar" dizisi, 2011
Martin Heidegger'in Böceği (Jan Marchand), Metis Yay., "Küçük Filozoflar" dizisi, 2012
Diyojen Köpek Adam (Jan Marchand) Metis Yay., "Küçük Filozoflar" dizisi, 2012






KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Necmiye_Alpay

NECMETTİN HACIEMİNOĞLU

(10 Kasım 1932, Maraş - 26 Haziran 1996, Ankara), Türk dilbilimci, yazar ve fikir adamıdır.





HAYATI


Aslen Darende'nin Hacıeminzadeler sülalesinden olan Hacıeminoğlu, 1932 yılında Maraş'ta dünyaya geldi. Çok küçük yaşta iken babası Mustafa Efendi'yi kaybetti. Ağabeyi Nihat'ın çalışmak üzere Adana'ya gitmesi ve aileye bakma görevini üstlenmesiyle orta öğrenim tahsilini Adana'da yapan Hacıeminoğlu Türk Edebiyatına, diline ve tarihine olan ilgisini, daha bu yıllarda ortaya koymuştu. Ağabeyi Nihat'ın da edebiyata düşkün olması sebebiyle, aile ortamında bu havayı alarak yetişti.
Edebiyat Hocası, Şevket Kutkan'ın da alakası ve destekleriyle o yıllarda ilk yazılarını yazmaya başlamış ve Nurullah Ataç'la çeşitli gazetelerde çatışmaya başladı.
Üniversite öğrenimi için İstanbul'a gelen Hacıeminoğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türkoloji Bölümüne girdi. Fakülte bittikten sonra bir ara özel Osmaniye Lisesinde hocalık yapan Hacıeminoğlu, daha sonra fakültede asistanlığa başladı ve ömrünün sonuna kadar akademik kariyerini sürdürdü.
İlk yazılarında Necmettin Özdesenli, Necmettin Özdarendeli isimlerini kullanan yazar daha sonra sülalesinin ismini almış ve Hacıeminoğlu olarak soy ismini değiştirdi. Hergün, Tercüman, Ortadoğu gibi gazetelerde, Türk Dili, Türk Edebiyatı, Töre, Milli Kültür, Yeni Düşünce ve onlarca ayrı dergide binlere varan makaleler yazdı.
1980'li yıllara gelinirken düşüncelerini yazıya aktardığı için düşünce suçluları arasına giren Necmettin Hacıeminoğlu tutuklanarak cezaevine girdi ve yargılandı. Bu durum bir üniversite hocasının düşünce suçuyla tutuklanmasının ilk örnekleri arasındadır.
1985 yılında Trakya Üniversitesi'nde Türkoloji Bölümü'nü kurmak üzere Edirne'ye geldi ve 1993 yılına kadar buradaki görevini sürdürdü, Sosyal Bilimler Enstitüsü'nü kurarak müdürlüğünü yaptı.
1993 yılında İstanbul Üniversitesi Türkoloji Bölümü'ndeki kürsüsüne tekrar dönen Hacıeminoğlu 1996 yılında Ankara'da vefat etti.


ESERLERİ


Lehçetü'l Hakâyık (Metin Neşri, 1962)
Kutb'un Hüsrevü Şirin'i ye Dil Hususiyetleri (Doktora çalışması. İ.Ü Edebiyat Fakültesi Yayınlan. 1968)
Türk Dilinde Edatlar (Doçentlik Çalışması, Milli Eğitim Bakanlığı Yay 1972)
Milliyetçi Eğitim Sistemi (Töre-Devlet Yay. 1972)
Türkçenin Karanlık Günleri (Töre-Devlet Yay. 1972,Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2006)
Fuzulî (Toker Yay, 1972,Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2004)
Milliyetçilik-Ülkücülük-Aydınlar (Töre-Devlet Yay. 1975)
Türkiye'nin Çıkmazları (1975)
Yeni Bir Dünya (Hikayeler) (Töre-Devlet-Yay-1976, Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2004)
Karahanlı Türkçesi ve Grameri (Türk Dil Kurumu yayınlan 1996)
Türk Dilinde Yapı Bakımından Fiiller (Kültür Bakanlığı Yay. 1992)
Millet ve Aydınlar (Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2004)
Edebiyat Tahlilleri (Türk Edebiyatı Vakfı Yay. 2004)




KAYNAKÇA:turkiyat.gazi.edu.tr/posts/download?id=33578
http://tr.wikipedia.org/wiki/Necmettin_Hac%C4%B1emino%C4%9Flu



NECİP ASIM YAZIKSIZ

Necip Asım Yazıksız (d. 29 Aralık 1861 Kilis – ö. 12 Aralık 1935, İstanbul), asker, müderris, tarihçi, Türkolog , milletvekili.



Türk Ocakları'nın kuruluşunda rol aldı. Çoğu küçük risalelerden oluşan 40 civarında eser yayımladı. İlk kez Türk tarihini kaleme alanlardan birisidir. Türk dilinin sadeleşmesinde büyük emek sarfetmiştir. Türkiye’de dilbilimin gelişip yerleşmesinin öncülerindendir. Bilmisel çalışmaları için Fransızca, Arapça, Uygurca ve Çağatayca öğrendi. TBMM'de III., IV., V. dönem Erzurum milletvekili olarak yer aldı.

YAŞAMI


1861 yılında Kilis’te doğdu. Babası, Balhasanoğulları diya anılan bir sipahi ailesinden Hacı Asım Bey’dir.
İlk ve orta öğrenimini Kilis’te yaptı. 1875’te Şam Askeri İdadisi’nde başladığı lise öğrenimine İstanbul’daki Kuleli Askeri Lisesi’nde devam etti. Bu sırada devrin ünlü bilim adamlarından Hoca Tahsin Efendi’den çeşitli konularda dersler aldı. 1878’de Ahmet Mithat Efendi ile tanıştı ve onun teşviki ile Tercüman-ı Hakikat Gazetesi’nde fen alanında yazılar yazdı[1]. 1879’da girdiği Harbiye’den Piyade Mülazimi (Teğmen) rütbesi ile mezun oldu.


Öğretmenlik Yaşamı


Eğitimini tamamladıktan sonra askerî rüştiyelerde ve sonra Harbiye’de Türkçe, Fransızca ve tarih gibi dersler okuttu. Bu dönemde birçok gramer, okuma, coğrafya ve tarih kitapları yayınladı. Bu küçük okul kitaplarından başka “Medrese-i Edep”, “Medeniyete Hizmet”, “Sitler” gibi çeşitli eser ve tercümeleri, Fransızca, hatta fizik ve resim derslerine ait risaleleri basıldı. Fransız şarkiyatçı Léon Cahun’un Türk tarihi üstüne eserlerini ve Gök Bayrak (1876) adlı romanın tercüme etti. Bir yandan da Türkçülük çizgisi belirgin olan İkdam Gazetesi’nde Türk tarihi ve Türkçülük ile ilgili makaleler yayımladı. Yazdığı makalelerin şöhreti 1890’larda Avrupa’ya kadar ulaştı[1] Paris’te faaliyet gösteren “Asya Cemiyeti”’ne üye seçildi ve 1892’de çalışmalarını takdir için Şikago’da açılan sergide kendisine bir madalya takdim edildi. Bilimsel araştırma ve incelemelerini sürdürüken askeri okullardaki öğretmenlik görevi de devam eden Necim Asım, 1913’te miralay (albay) rütbesi ile emekli oldu

Darulfünun Müderrisliği


II. Meşrutiyet’ten sonra İstanbul Darülfünun’nda Türk Tarihi ve Türk Dili Tarihi dersleri verdi. İstanbul Darülfünununda Türkoloji bölümünü kuran ve Türk Dili Tarihi kürsüsünün ilk profesörü kabul edilen Necip Asım, dilbilimin Türkiye’de gelişip yerleşmesinin öncülerinden birisi oldu.
Türk Yurdu, Bilgi, Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Türk Tarih Cemiyeti Mecmuası gibi birçok mecmuada makaleler yazdı, kitaplar çıkardı, çeviriler yaptı.


Osmanlı Tarihi Araştırmaları


Necip Asım Bey, Osmanlı Tarihi’nin yazılması ve belgelerin toplanması için Sultan Mehmet Reşat önderliğinde 27 Kasım 1909’da kurulan ve kendisine her türlü vasıtayı kullanma, arşivlerde inceleme yapma yetkisi verilen Tarih-i Osmani Encümeni’nde yer aldı. Encümen, yazacağı Osmanlı Tarihi’nin ilk cildini yazma görevini 9 Şubat 1910’daki ilk toplantısında Necip Asım ve Mehmet Arif Bey’e vermişti. İki araştırmacı, yedi yıllık çalışmadan sonra Osmanlı Tarihine ait tek cilt yayımlayabildi. Bu cilt, pozitivizme dayalı olmadığı gerekçesiyle Köprülüzade Mehmet Fuat, Akçuraoğlu Yusuf, Ahmet Refik tarafından ciddi biçimde tenkit edildi[2].

Türk Derneği


Necip Asım, 1911 yılında Türk milliyetçiliğini esas alarak kurulan ilk dernek olan[2] Türk Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı ve başkanlığına getirildi. Mehmet Arif ile birlikte yürüttüğü Osmanlı tarihi ile ilgili çalışmalarını bu derneğin tüzel kişiliği altında gerçekleştirdi. Derneğin bazı üyeleri ile birlikte 1915 yılında kurulan Asar-ı İslamiye ve Milliye Tedkik Encümeni’ne katıldı.

Türkçeciler


Osmanlılık düşüncesinin iyice yerleşmiş olduğu Abdülhamit devrinde Türkçü ve Türkçeci olarak belirmiş olan en kuvvetli fikir adamlarımızdandır.O günlerde Türkçeciler grubunda Ahmet Mithat Efendi ve Şemsettin Sami ile birlikte yer almıştır.

Vav’lı Türk Ünvanı


1910’larda Türk kelimesinin eski harflerle nasıl yazılacağı konusunda belirsizlik sürüyordu. Necip Asım’a gelinceye kadar kelimenin yazımında “ü” sesini veren “vav” kullanılmıyordu. Necip Asım Bey, “Türk”’ü “vav” ile yazmaya başlayan kişidir. Bu suretle Türkler’den bahsedilirken kullanılan “Etrâk-i bî-idrâk” (İdraksiz, anlayışsız Türkler) ifadesinin yazılması mümkün olmaktan çıkmıstır[1]. Necip Asım Yazıksız ve onun gibi düsünen Veled Çelebi bu yüzden biraz da küçümseyici bir ifade olarak “Vav’lı Türkler” diye anılmıstır.

Milletvekilliği


1927’de Erzurum milletvekili olarak TBMM’e girdi ve ölümüne kadar milletvekilliğini sürdürdü. Türk Dil Kurumu çalışmalarında yer aldı. Soyadı Kanunu çıktığında “Yazıksız” soyadını aldı. Yazılarında Başhasanoğlu ve Balkanoğlu adlarını da kullandı.

Ölümü


12 Aralık 1935’te Kadıköy’deki evinde yaşamını yitirdi. Erenköy’de Sahrayıcedit mezarlığına gömüldü. Vasiyeti gereği mezar taşına “Necip Asım, Türk tarihi müellifi, 1861-1935” yazıldı

Bazı Eserleri


Ziya ve Hareket
Güvercin Postası
Yeni Tertipte Osmanlı Sarfı
Ev Kızı
Lügatı İlmiye ve Fenniye
Usul-İnşa
Kitap
Ural ve Altay Lisanları
Mükemmel Sarf ve Nahiv-i Osmani
Eski Türk Yazısı: Yazarın Orhun Abideleri adlı eserinde Orhun harfleri ile ilgili bölüme kaynaklık eden küçük kitaptır.
Türk Tarihi Umumisi
Milli Aruz
İlm-i Lisan
Osmanlı Tarihi
Eski Savlar : Divânu Lügati't-Türk’te geçen 290 atasözü ve bu özellikteki diğer sözlerle bunların açıklamalarını, bazılarının bugünkü karşılıklarını bir araya getiren eserdir.
Orhon Abideleri: Necip Asım Yazıksız’ın, Orhun Abideleri hakkında, kitabeleri ilk defa okuyan Vilhelm Thomsen’in eserini esas alarak ve Şemseddin Sami’nin daha önce meydana getirdiği basılmamış Orhun Abideleri adlı eserinden yararlanarak yazdığı eserdir.
Celaleddin Harzemşah
Hibetü’l-Hakayık: Necip Asım Yazıksız’ın, Ayasofya Kütüphanesinde bulduğu ve okumayı başardığı 11. Yy. şairi Yüknekli Mahmut oğlu Ahmet adlı Türk şaire ait olan Atebetü’l-Hakayık adlı eserin lehçemize tercümesidir.






KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Necip_As%C4%B1m_Yaz%C4%B1ks%C4%B1z


MEHMET ALİ YAVUZ

Mehmet Ali Yavuz, dilbilimci ve öğretim üyesidir.


Genel dilbilim ve Türk dilbilimi alanında değişik çalışmaları, yurtiçinde ve dışındaki bilimsel toplantılarda sunulmuş bildirileri ve yayımlanmış makaleleri bulunan Yavuz, uzun yıllar Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümünde öğretim görevliği yapmıştır. Yavuz şu anda Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Anabilim Dalı İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.





KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Mehmet_Ali_Yavuz_(dilbilimci)

MUHARREM ERGİN

Prof. Dr. Muharrem Ergin (d. 1925 - ö. 6 Ocak 1995) Türk yazar ve türkolog.


HAYATI


Ahıska'da dünyaya geldi. Ailesi Türkiye'e göç ederek Bulanık'a yerleşti. Bulanık'ta başladığı tahsilini 1943 yılında Balıkesir Lisesi'nde yatılı okuyarak sürdürdü. 1947 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Reşit Rahmeti Arat'ın asistanı olarak üniversiteye intisap etti. 1971'de profesör oldu. Bölüm başkanlığı yaptı. Orhun Yazıtları'nın günümüz Türkçesine birebir çevirisini yazdı. 1990'da emekli oldu. 6 Ocak 1995 tarihinde öldü.

ESERLERİ

KİTAPLARI

Azeri Türkçesi (1970, 1981)Dede Korkut Hikayeleri-Dede Korkut kitabı (1969, 1971, 1980, 1983, 1988, 1991, 1992, 1999)
Dede Korkut kitabı : (inceleme) (1958, 1963, 1966, 1981)
Dede Korkut kitabı : Metin-sözlük (1964?)
Ebülgazi Bahadır Han:Türklerin Soy Kütüğü (1974?)
Edebiyat ve Eğitim Fakültelerinin Türk Dili ve Edebiyatı (1988, 1989)
Kadı Burhaneddin Divanı (Hazırlayan) (1980)
Oğuz Kağan Destanı (Yayına hazırlayan) (1988)
Orhan Şaik'e cevap- : Biz şaşmadık (1964)
Orhun Abideleri (1973,1980,1983,1984,1998,1999,1988,1970, 1999)
Osmanlıca Dersleri (1958, 1962, 1980, 1981,1986,1987, 1989, 1982)
Sovyet emperyalizmi, Balkanlar ve Türkiye (1974?)
Türk Dil Bilgisi (1958, 1962, 1967, 1972, 1977, 1980, 1981, 1984, 1985, 2001, 2002)
Türk Dili (1986, 2002)
Türk Dili : Lise I (1976)
Ahmet ve dedesi (1999)
Türk Dili Kompozisyon : lise I,II,III,IV.dönemler (1994, 1995)
Türk Dili ve Edebiyatı : Edebiyat-kompozisyon-Türkdili, 1992
Türk Dili: lise 1 (1991)
Türk Dili, Lise II. Dönem (1992?)
Türkiye'nin Bu Günkü Meseleleri (1975)
Türkoloji Tezleri, 1922-1961 (1962)
Üniversiteler için Türk Dili (1987, 1988, 1992, 1994, 1995, 2001)

MAKALELERİ

Bursa Kitaplıklarındaki Türkçe Yazmalar Arasında, , İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c. IV Sayı 4, (İstanbul 1952), s.107-132
Cami-ül-Meâni'deki Türkçe Şiirler, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi c. III Sayı 3-4, s.539-569.
Dede Korkut Kitabı Üzerinde I, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c. V, (İstanbul 1953), s.121-151.
Dede Korkut Kitabı Üzerinde II, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c. VI, (İstanbul 1954), s.91-118.
Kadı Burhaneddin Divanı Üzerinde Bir Gramer Denemesi, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi c. IV Sayı 4, (İstanbul 1952), 287-327.
Melihî, İ.Ü. Edebiyyat Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Dergisi c. II Sayı 1-2 (İstanbul 1947), s.59-78.
R. Rahmeti Arat'ın Eserleri, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c. XI, (İstanbul 1961), s.1-10
Türk Dili ve Edebiyatını İlgilendiren Neşriyat, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi c. II Sayı 3-4 (İstanbul 1948), s.301-326.
Türkçe ve Dil Bilgisi Öğretimi (1974), Türk Kültürü 33(382) 2.95, s.1-3.
Türkoloji Bölümü Çalışmaları II. Tez Çalışmaları, İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c. X, (İstanbul 1960), s.133-160.
Türkoloji Bölümü Çalışmaları II-Tez Çalışmaları, İ.o. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c. XI, (İstanbul 1961), s.109-128.

YAZDIRDIĞI TEZLER

Ceval Kaya (1989), Altun Yaruk (Suvarnaprabhasottama-Sutra) giriş-metin-dizin (2 cilt) Doktora Tezi, 779 sayfa (YÖK Tez Numarası: 7547).
Gülşen Seyhan (1990), Köroğlu Destanı (Azerbaycan varyantı) inceleme-metin, Doktora Tezi, 587 sayfa (YÖK Tez Numarası: 9335).
Mustafa S. Kaçalin (1990), Çinggis Kağan Tarihi çevirisi, Doktora Tezi, 344 sayfa (YÖK Tez Numarası:9396).
C.Eralp Alışık (1991), Çağdaş Azeri Türkçesi hikâyeleri, Doktora Tezi, 457 sayfa (YÖK Tez Numarası: 14484).
Nilüfer Akgür(1986), Kadı Burhaneddin divanı (s.61-91)`nın gramatikal indeksi, Yüksek Lisans Tezi, 128 sayfa (YÖK Tez Numarası:162036).
Ümit Tokatlı (1984), Elvan Çelebi'nin Menâkıb-Nâme'si (metin-indeks-gramer) , Doktora Tezi, 784 sayfa (YÖK Tez Numarası:163801)

MUHARREM ERGİNİN ARDINDAN YAZILANLAR

Ahmet Günşen (1995), “Prof. Dr. Muharrem Ergin’in Ardından”, Erciyes, sayı: 207, Mart 1995, s. 14-15.
Ahmet Bican Ercilasun (1995), “Hocam Muharrem Ergin’in Ardından”, Türk Dili, Sayı:518, Şubat 1995.
Gülşen Seyhan Alışık (2005), “Görkemli Alim Muharrem Ergin Beğ”, Modern Türklük Arastırmaları Dergisi, C.2, Sayı 4, Ankara 2005, s.10-25

MUHARREM ERGİNİN ÖZEL SAYILARI

(1991), (Prof. Dr. Muharrem ERGİN'e Armağan), Türk Kültürü Araştırmaları Dergisi, Cilt: XXVIII/1-2, 1990 , Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara, 378 s.
(2005), Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 2, Sayı 4, Aralık 2005, Prof.Dr. Muharrem Ergin Anısına




KAYNAKÇA:http://tr.wikipedia.org/wiki/Muharrem_Ergin